Göçmenlik, dışarıdan bakıldığında yalnızca bir “ülke değiştirme” gibi görünebilir. Oysa aslında hayatın her alanını kökten değiştiren, büyük cesaret ve güç gerektiren bir yolculuktur.
Çoğu zaman göçmenler ağır eleştirilere maruz kalır: “Neden gittiniz?”, “Ülkenizi terk ettiniz.” Oysa gerçekte göçmenlik; vazgeçmek değil, yeni bir yol açmaktır.
Hayatında işe giderken bile yıllardır aynı rotayı değiştirmeyen insanlar varken, tüm hayatını geride bırakıp bilinmez bir ülkede yeniden başlamak ancak büyük cesaretin göstergesidir.
Bir şehirden başka bir şehre taşındığımızda bize “nerelisin?” diye sorulduğunda, hep doğduğumuz yeri söyleriz. Çünkü köklerimiz oradadır.
Başka bir ülkeye taşındığımızda da bu değişmez. Göçmen olmak, doğduğun topraklardan vazgeçmek değil; köklerini başka bir yerde yeniden yeşertmektir.
Göçmenler, çoğu zaman toplumun en nitelikli ve cesur insanlarıdır. Yeni bir ülkede, yeni bir dil, yeni bir kültür ve yeni bir düzen içinde var olabilmek için olağanüstü bir çaba gerekir.
Göçmenler geldikleri ülkede de en az kendi ülkelerindeki kadar çalışmak zorunda kalırlar. Onların görünmeyen gücü, dayanıklılıklarıdır.
Göçmen olmak yalnızca kişisel değil, aynı zamanda toplumsal bir değerdir. Çünkü göçmenler gittikleri ülkeye bilgi, beceri, kültür ve zenginlik taşırlar.
Onların hikâyesi, sadece zorlukların değil, aynı zamanda umut ve yeniliklerin de hikâyesidir.
Göçmenlik deneyiminizi paylaşmak ister misiniz?
Bizimle iletişime geçin göçmenlik hikayenizi paylaşalım.